Los Angeles, nam-i diger City Of Angels (Melekler Sehri). Insanin aklina hemen o muhtesem ask filmi geliyor degil mi? Nicolas Cage'in sevdigi kadin ile beraber olabilmek ugruna, buyuk vazgecisi ve maalesef huzunlu sonu. Filmin konusu uzerine yazacak degilim elbette, Los Angelesin olaganustu guzelliklerini anlatmadan once bu sehire neden Melekler Sehri dendiginin bilgisini vermek istiyorum.
Amerika'daki bircok guneybati bolgeleri gibi, su anda Los Angeles olarak bilinen bolge de Ispanya'ya aitmis. 1781'de Ispanyol Felipe De Neve isimli kisi tarafindan bulunuyor ve yine 1781'de resmi olarak yerlesim alani olarak ismi Ispanyolca olarak "El Pueblo de la Reina de Los Angeles" kayitlara geciyor, Ingilizcesi ise "The City of the Queen of Angels". 1821'de Meksika'ya dahil ediliyor ancak 1848'de Meksika - Amerika Savasindan sonra Los Angeles ve California'nin tamami Amerika'ya geciyor. Isim kisaltilip "City of Angels" olarak kullaniliyor ama tabii sehrin gercek ismi "Los Angeles" Amerika'da gunluk kullanimda sadece basharfleri telaffuz ediliyor "L.A" olarak.
Bir onceki yazimda San Francisco'dan araba ile geze geze L.A'ye gittigimizi soylemistim. L.A'ya yaklastikca ilk farkedilen sicakligin artmasi oldu. Ben kara kisin ortasinda ohh ne guzel S.F'de hava bahar gibi derken, L.A gelince birden yaz oldu :) camlari acip t-shirtlerle kaldik. Sehre ilk girer girmez zaten filmlerde hep gorulen o harika dis mimarisi olan yuksek hatta dev yukseklikte binalar ve isil isil oldukca kalabalik bir sehir karsiliyor sizi. Otel L.A downtown (sehir merkezi) da oldugu icin, oncelikle hemen sehrin icinde ne var ne yok ogrenelim dedik. L.A downtown'da eglence atraksiyon anlaminda yapilacak pek birsey yok. Dort bir tarafiniz dev yukseklikteki is merkezleri yada oteller ile kapli. Aksamlari da, yine L.A downtown pek tekin guvenli sokaklari olan bir sehir degil. Uyarayim.:) Arabanizla gidilecek yerleri gunduz yada aksam neyse gidip gorup , gece otelinize dondugunuzde soyle de bir cikayim sehri gezeyim demeyin. Zaten otel gorevlilerine bile sorsaniz hani turistik danisma anlaminda, nereye gideyim ne yapayim burda diye, L.A downtown ile ilgili uyaracaktir sizi. Zaten L.A de arabanizla o kadar cok gidip gorulmeye deger yerler, muhtesem sahiller ve benzeri yerler var ki, downtown ile hic isiniz olmayacak, aksam olmasa da bitmese bu harika vakitler diyeceksiniz.:)
![]() |
L.A downtown gunduz |
![]() |
L.A downtown gece |
Once sabah erkenden kahvalti yapilip Malibu Beach'e gidildi. Guney California'da cennet misali bir yer. Bu dizilerde yada filmlerde gorulen deniz kenari evler burada. Aslinda tabii cekimler bambaska bir yerdeki studyoda yapiliyor ama filmin gectigi yer olarak izleyici burdaki evleri goruyor, studyoyu degil tabii.:) Sabahin ilk saatlerinde sahilde yine bana Izmir'imi animsatan guzellikler bizi karsiladi. Martilar.
Malibu Beach |
![]() |
Santa Monica Pier |
Santa Monica Pier |
Santa Monica Iskelesi tarihi 1909'a dayaniyor. Ister balik avlamak icin, ister lunaparkta eglenmek icin, ister karninizi harika yiyeceklerle doldurmak icin, isterseniz sadece manzara seyredip iskelede yuruyus yapmak icin cok guzel bir yer.
Biz deniz urunlerini cok sevdigimizden tercihimizi Santa Monica Pier'in cok eski ve en meshur oldugu soylenilen karidesleri ile unlu restaurantindan yana kullandik. Deniz ve sahil manzarasi esliginde karninizi son derece keyfine vararak doyuracaginiz bir yer. Asagidaki 2 resimde anlatilan su.:) servis yapacak olan kisi gelip soruyor ilk defa mi geliyorsunuz diye, evet derseniz acikliyor, surekli gelip gidip birsey arzu ediyor musunuz diye sorup da musterileri rahatsiz etmemek icin, ilk resimdeki gibi "run forest run" plakasi cevirirseniz anliyor ki servise ihtiycaniz var, yok " stop forest stop" ceviriseniz kimse gelip de yemeginizin yada sohbetinizin ortasinda rahatsiz etmiyor sizi. Bence son derece guzel bir uygulama, cunku bende lokantalarda surekli gidip gelip " is everything ok" diyen servis elemanlarinin sohbetin ve yemegin keyfini bolmelerinden hic hoslanmayan biriyim.
Ve iceri girdiginizde bu yazi karsiliyor sizi. Bubba Santa Monica'yi seviyor. Biz de Santa Monica Pier'i ve Bubba'yi cooook sevdik.
Bir de Lunapark'a bayildik. Yasimizin oyuncaklara binebilmek icin hicbir oneminin olmamasi da ayrica guzeldi.:) Tabii ki Izmir Enternasyonel Fuarindaki Lunapark gibi ve kadar degil ama insanin cocukluguma ve cocuklugumda mudavimi oldugum Izmir Lunaparkina olan ozlemi yine biraz olsun dindirmeye yetti. Icine sigabildigimiz tum oyuncaklara bindik, cok guzeldi cooook.:)
Donme dolabin tepesinden Santa Monica |
Daha sonra Venice Beach'e gittik. Upuzun bir sahil dusunun, cilginlikta sinir tanimayan bir baska yer, akliniza gelebilecek her turlu insani, yine her turlu alakali alaksiz seyin kumlarin yaninda satildigini gorebileceginiz bir yer. Pasifik Okyanusu ile ayaklarinizi bulusturmak icin harika bir firsat, sahilde ciplak ayakla yurumekten hoslananlardansaniz kesinlikle kacirmayin bu firsati. Sakin sessiz yuruyus icin degil ama eglenceden, alisverisden, spordan, lokantalardan uzak kalmadan sahil yuruyus keyfini de yapabileceginiz bir yer Venice Beach. Gun batimini izlemek gibi tutkunuz varsa eger, ozellikle kis aylarinda gun batimi bir baska guzel bu sahilde.
Bu arada eger Jim Morrison hayrani iseniz (benim gibi) , "The Doors" Venice Beach'de dogmus 1965'de. Ray Manzerek ile Jim Morrison Venice Beach'de karsilasiyor ve "The Doors" un temeli atiliyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder