Cuma, Şubat 10

Sosyalleşme Nedir ve Amerika'da Sosyal Yaşam



Herkesin ağzında bir sosyalleşme lafıdır gidiyor, kimisi anlamını bilerek kimisi ezbere kullanıyor. Çok sosyal olduğunu iddia eden nice tanıdığınızın, özünde ne denli “sosyal fobi” temelli içe dönük yaşadığını düşünür, gözlemlersiniz de tabii denmez yüzüne, ne gerek var kişinin özgüvenine ekstra bir balta darbesi indirmeye diye. 



Aslında bu yazının konusu değil ancak birçok kişinin yaptığını bildiğimden yazmadan geçemedim. Hiçkimseyi “sosyal” olamadığı için yargılamak, etiketlemek, yıkıcı anlamda eleştirmek doğru değil. Sebeplerin kökenine bakıldığında, okul öncesi dönemden bile önce  başlayan aile içi eğitim ile yakından ilgilidir ve çoğu psikolojiktir Tabii bu da o kişinin illa psikolojik rahatsızlığı olduğu anlamına gelmez kesinlikle. Bu da bilip bilmeden çok sık yapılan etiketleme, ne kolay söyleyivermek,

“ aaa evet evet onun zaten psikolojik rahatsızlığı var, asosyal o zaten, ruh dengesi bozuk sosyalleşemiyor bile...ıvır zıvır”. Elmaları, armutları hatta çiçek böceği  aynı sepete topladı, bir karara vardı! 
Tanı koyabilecek akademik bilgiye sahip olduğuna göre, tedavi metodlarını da biliyor olman lazım.?! 

Pedagojik Formasyon Eğitimimi alırken, Eğitim Sosyolojisi derslerimize giren yüzü, sesi ve hep giydiği mavi gömlekleriyle gözümün önünde ancak ismini unuttuğum ( çok ayıp ikonu eklenmeli buraya ama isim hafızam hep berbat) Gazi Üniversitesinde Doçentlik görevini yapan bir Sosyoloji hocam vardı. En önde oturuyorum diye mi yoksa yanımdaki arkadaşımla ( İng,Ögrt Tanay kulakları çınlasın) fazla gülüyoruz diye mi gözüne batmıştım bilemiyorum, ilk derste tanışma faslının hemen öncesinde “ Hocaaanımmm pek bir neşelisiniz, ne şanslı yeni nesil talebeler. Sosyalleşmenin eşiğini hızlı mı atlarsınız?” demişti ve ben hiçbir şey anlamamıştım. Çünkü bilmiyordum ne demekti, “sosyalleşme eşiği”,ne alakası vardı şimdi benim neşeli olup da gülüyor olmamın bununla.. tek bildiğim eşik kapı eşiği idi. Cılız bir sesle “bilmiyorum hocam anlamadım sorunuzu, daha sonra bir daha sorarsanız anlayıp cevaplayabilmeme yardımcı olacak bilgileri sizden almak adına burdayım” diyebildim sadece. 
Öncelikle “ sosyalleşme”nin ne olduğuna, yaşanılan zaman ve mekanla sınırlı olmayıp, sözlük anlamında kullanımının ülkelere göre değişiklik göstermeyen tanımına bakmak lazım. Sonrasında ülkeler bazında ele alınıp spesifik özellikler doğrultusunda değişiklik gösterebilen “sosyalleşmenin” Amerika versiyonuna geçelim.


 ()

Bir bireyin (veya bir grubun) üyesi oldugu veya olacagı grup ya da toplumun kültür, değer ve normlarını öğrenerek o toplumun aktif bir üyesi haline gelmesidir. Başka deyişle, toplum hayatına hazırlanma sürecidir.
Değer ve norm kurallarının ne olduğunu bilmeyenler için kısaca açıklamaları şöyle:
DEĞER: Bir toplumun ya da grubun varlığı, birliği, isleyişi ve devamı için o toplumun çoğunluğu tarafından doğruluğu ve gerekliliği kabul edilen, uyulması gerekli olan  temel ilkelerdir.
NORM: Bireye nerede ve ne şekilde hareket edeceğini gösteren değer yargılarıdır. 
                Normlar değerlerden kaynaklanır, değerlerin uygulanmasına açıklık kazandırır. 
Sosyalleşme 2 farklı alt kategoride incelenir
* Subjektif - Nesnel (Toplum) açısından 
* Objektif -Öznel (Birey) açısından

Toplum açısından sosyalleşme şu açılardan yararlıdır :
*Bir toplumun ya da grubun varlığı, devamı ve işleyişi ancak sosyalleşme süreciyle gerçekleştirilebilir.
* Toplumun devamı açısından, her toplum daha çok genç kuşağın sosyalleşmesine ağırlık verir - vermelidir.
*Toplumun sağlıklı isleyişi açısından, her toplum kendisine katılan yeni üyelerini sosyalleştirmek zorundadır.(Buradaki zorundalık - toplumun sorumluluğunda anlamda)
*Sosyalleşme aynı toplumda bir "sosyal kontrol ve düzeni sağlama" rolü oynar.
Öznel açıdan  sosyalleşme  bireye su açıdan yararlıdır :
* Sosyalleşme  süreciyle birey planlı ve disiplinli bir çerçevede çeşitli bilgi ve teknikleri kazanır.
* Sosyalleşme sürecinde bireyler sosyal rollerini öğrenir ve bu yolla kendini toplumda daha iyi gerçekleştirme imkanını elde eder.
* Sosyalleşme bireylere ümit verir, gelecek vaad eder.
* Birey ancak  sosyalleşme  yoluyla kendi bölümünün üyesi haline gelir.
Sosyalleşmenin temel özellikleri şunlardır :

*Sosyalleşme sürecinde yalnızca resmi değerler değil gayri resmi değerlerde normlarda bireylere aktarılır


*Sosyalleşme yalnızca resmi gruplar değil resmi olmayan gruplar tarafından da yürütülürler


*Sosyalleşme sürecinde bireylerin nasıl öğrendiğinden ziyade ne öğrendiği önemlidir


*Sosyalleşme yalnızca belirli kişi ya da gruplara özgü birşey değildir, geneldir.


*Soyalleşme süreci sosyalleşmeye uyan tüm bireylerde ayni değildir.


*Günümüzde toplum ile birey arasında sayısız küçük gruplar vardır. Bunlar Sosyalleşmenin temel aygıtlarıdır. Özellikle aile, okul, arkadaş grubu ve kitle iletişim araçları da temel sosyalleşmenin alanlarıdır. 

Sosyalleşme de, eğitim için hep söylenilen gibi önce ailede başlar,sonrasında okul ile devam eder ve  yaşamını devam ettirdiği  çevre içerisinde varlığını sürdürür. 

Unutmamak gerekir ki, birey doğumla beraber bir sosyal kişidir. Ama onun sosyal kişiliği sürekli olarak sosyalleşme yolu ile gelişir.

------------------------------------------------------------------------------------------

Tabii ki yabancı bir ülkeye gittiğinizde, iş yaşamınız - öğrencilik yaşamınız ve / veya özel yaşamınız olmasının yanında bir de bireyin gurbetdeki hayatını daha rahat sürdürmesine olanak sağlayan ve olmasını arzu etmeninde en doğal hakkı olan sosyal yaşamınız olacak. Peki Amerika için konuşacak olursak, bu “sosyal yaşam” elde etmek bu kadar kolay ve çabuk olabiliyor mu? Ya da bu süreci kolaylaştıran ve hızlandıran etkenler var mı? Bizim elimizde mi bunlar yoksa şansımıza mı kalmış? Cevapların bencesi :

Kolay olabilir hatta çabuk da olabilir ( İngilizce kelime hazinesinin yeterli olduğunu kabul ediyorum tabii, ama lisede üniversitede alınan o yoğun gramer bilgisine günlük konuşma - anlaşma için hiç ihtiyaç yok.Geniş zaman, geçmiş zaman, edat, fiil, özne hepsi kaynayıp gidiyor, yüklemsiz cümleler havada asılı kalıyor..ama kimler kimler anlaşıyor da sosyalleşiyor bilseniz.:) 
Bu süreci kolaylaştırıp, hızlandıran etkenler elbette var ve hem bizim elimizde hem de bir anlamda şans.

Şimdi herşeyden önce Amerika’da bir sürü farklı ülkeden, dilden, dinden, kültürden insanların var olduğu gerçeğini kabul edip, öyle ırkçışovanist yada bu anlamlarda radikal bi tarafın varsa hemen sağlam bir törpüyle o keskin uçlarını ovalleştireceksin. Yok ben ülkenin insanını sevmem, yok bu dinden kişilerle görüşmem, yok şu kültürü benimsemiş kişiler bana ters, yok bilmem kaç yıl önce tarihte savaş esnasında şunu etmişler bunu yapmışlar deyip de, kindar bir yapıyla yaklaşacak olursan..tek kişilik oyun sergilersin,sahnende kendin oynar - kendin izler - kendin alkışlar - kendin ağlarsın. 


Ayrıca ülkelerin devlet politikaları ve siyaseten aralarında geçen anlaşma(ma) durumları, neden kişiselleştirilsin ki, hiç insanca ve adilce bir yaklaşım değil. 
Amerika’da yaşamak, sosyal yaşam içerisinde bir birey olarak var olabilmeyi başarmak, farklı gruplar içerisinde de “gereken normalleri” devam ettirmek beraberinde metamorfoza uğramanın kaçınılmaz son olduğu gerçeğini de getiriyor inancına kesinlikle katılmıyorum ben.
Hem yeni insanlar tanımak demek, yeni dünyalar öğrenmek demek, kendi limitlerinizi yine kendiniz kaldırmalısınız, zihninizde yarattığınız blokajları kimse yıkamaz sizden başka. 

Yeni geldiğiniz zamanlarda, evet hiç öyle kolay değil hop diye sosyalleşebilmenin imkanlarını yaratmak ama bu sürenin uzunluğu kişinin kendi elinde, girişken, konuşkan, hoş görülü ve güler yüzlü isen iş biraz daha kolay. Hele ki ortak zevkleriniz varsa, herhangi bir sosyal aktivite olabilir ( o kadar çok hobi grupları var ki, inanılır gibi değil.Bazen, bu nerden akıllarına gelmiş dediğim hobi grup isimlerine gülüyorum ama katılımcısı var mı  var. Arz talep olayı tabii. Al sana yeni insanlar tanıma fırsatı. Bunlar ücretli tabii,dersen ki para vermek istemiyorum, kütüphanelerde kendi ilgi alanlarına göre bakıp, istersen online başvurup gidip ücretsiz katılabileceğin bir sürü sosyal grup aktiviteleri var, ben de ilk geldiğimde Fairfax Library'e hemen üyeliğimi yaptırmıştım, orada da bir sürü arkadaş bulmuştum, 2 tane de Türk'le tanışmıştım. (Amerika’daki kütüphaneler bizdeki gibi değil), yada yine bulunduğun eyalette hatta şehirde önceden kurulmuş olan Türk dernekleri var, online bu grupları bulmak hiç zor değil. Yine google group - yahoo group - google plus - visa journey - mezun group - meet up gruplar şimdi aklıma gelenler, buradan online üye olup yine yaşadığınız yerde bulunan kişilerle tanışabilirsiniz. 

Ben mesela Amerika’ya gelmeye karar verdikten sonra ancak gelmeden önce Mezun’dan ve Visa Journey’den birçok kişiyle tanışmış arkadaş olmuştum. Kendi ilgi alanlarımla alakalı olarak da, bulduğum ücretli ücretsiz hemen hemen tüm gruplara katılmıştım ilk geldiğim zamanlar. Çıkar yürürdüm ben, etrafta ne var ne yok keşfedeyim diye ama çok faydasını gördüm bunun, o keşiflerimden birtanesinde öğrenmiştim Borders isminde devasa kitapçının içinde belirli günlerde, yazarların geldiğini söyleşi yaptığını yada belli bir konu üzerinde o konunun uzmanı bir kişinin gelip doktor - diet uzmanı- yaşam koçu- nlp uzmanı vb gibi ücretsiz, dileyenlerin gidip istifade edebileceği bir aktivite olduğunu. Gerçi kapandı Borders ama ben birçok arkadaş edindim orada. 
Genelde konuşmayı başlatmak zordur, ama Amerika’da siz selam vermeden selam veriyorlar, nasılsın diye soruyorlar. Evet otomatiğe bağlamış gibi soruyor çoğu ancak ben istifade ederim hep bundan.:) eğer o dakikada etrafta benim için yeni olan birşey varsa, nasılsın dendiğinde “ iyiyim de bişey var öğrenmek istediğim“ diyiveririm, çekinecek ne var, 2 seçenek var ya cevaplar ya cevaplamaz. Zaten dialog bi kere başladı mı  gerisi kolay.

İşin şans kısmı da şöylebana göre, eğer Amerika’ya geldiğinizde, sizden önce burada uzun zamandır yaşamaya başlamış bir hısım akraba- eş dost - tanıdık var ise, tabii ki daha kolay geçebilir adaptasyon dönemi, siz bazı şeyleri illa deneyip yanılıp tecrübe ederek öğrenmek zorunda kalmazsınız. 
Fakat hiç tanıdığım yok, bu anlamda şanssızım, işim zor benim deyip de kendi kabuğunuza kapanıp, sizin için yeni yepyeni olan bir yaşamı ve bu yaşamın içinde var olan diğer insanları tanımak, öğrenmek yerine onları yok sayarcasına elinizle, dilinizle iterseniz, haliyle “yalnız insan merdivendir hiçbir yere ulaşmayan” diyen şiir mısrası  olursunuz. 


Şunu da kabul ediyorum (kendim de bizzat yaşıyorum zaman zaman), ne kadar geniş bir sosyal çevreniz, o çevre içinde var olmaktan duyduğunuz memnuniyetiniz, çevre ile uyumlu sosyalleşmeniz ve fiziken hep kalabalıklar içinde bulunuyor olup yalnızlık çekmiyor oluşunuz, İngilizcede ’home sick’  diye tabir edilen durumdan kaçarınız olduğu anlamına gelmiyor.:) oluyorsunuz, hasret bazen balyoz gibi vuruyor beyninize & yüreğinize, öyle bir an ki o, teselli bulmak da duymak da istemiyorsunuz, kendini ara ara tekrar eden ancak her gün her dakika sizinle kalmayan yanar döner birşey olduğunu biliyorsunuz..biliyorsunuz da, yandıkça gözyaşı daha bir sıcaklaşıyor, döndükçe tüm özledikleriniz gözlerinizin önünden sinema şeritleri gibi bir bir geçiyor. 

Kendinizi ve herkesi gerçek anlamda “ olduğu gibi ” kabul edip, kendi alt ve üst kimliğinizi muhafaza ederken diğer kişilerin de kimliklerine saygı duyupAmerika’da yaşarken sosyalleşebilmek için, sosyal bir birey olabilmek için kimseyi değiştirmek zorunda olmadığınızı ve bununla beraber hiç kimse için değişmek zorunda da olmadığınızı bilip, bu bilince saflık değil ancak iyi niyetinizi - yılışıklık değil ancak güleryüzünüzü de ekleyip, bu karışımla çok başarılı sosyal ilişkiler elde edebilirsiniz. 

Bilemezsiniz yaşamına misafir olduğunuz insanlara ne zaman, neler katacağınızı ve yine bilemezsiniz hayatınızda misafir olmalarına izin verdiklerinizin sizlere neler sunacağını.
Yalnız olmaz, yalnız yaşamanın adı “yaşamak” olmaz, kişinin kendisini kendi sürgününe göndermesi, kabul edilir olamaz. 

Amerika'da bireylerin sosyalleşebilmeleri için ücretli ve ücretsiz olanaklar sunulmuş. Zaten burada turist olarak değil kalıcı olarak yaşıyorsaniz, ya öğrencisinizdir, ve/veya çalışansınızdır, ve/veya aileniz vardır. İçinde bulunduğunuz durumu en iyi şekilde değerlendirmek, yaşamınızı “yaşanır” kılmak, olanaklarınızı değerlendirmek sizin kendi elinizde.
Yalnız olmaz derken, aklıma geldi, çok sevdigim bu şiiri paylaşayım istedim.

Yalnız insan merdivendir
Hiçbiryere ulaşmayan
Sürülür yabancı diye
Dayandığı kapılardan

Yalnız insan deli rüzgar
Ne zevk alır ne haz verir
Dokunduğu küldür uçar
Sunduğu tozdur silinir

Yalnız insan yokki yüzü
Yağmur çarpan bir camekan
Ve gözünden sızan yaşlar
Bir parçadır manzaradan

Yalnız insan kayıp mektup
Adresimi yanlış nedir
Sevgiler der fırlatılır
Kimbilir kim tarafından

Louis Aragon


Ve son olarak, haklıydı Sosyoloji Hocam, tek başına yeterli değilse de, neşeli olmanın ve insanlara gülümseyebilmenin eşiği atlamaya faydası çoktu. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder