Pazar, Şubat 19

Murathan Mungan



Eski olan herşey değerini yitirir mi ki...
eğer dönüşümsükaybettiğinse, eğer özlediğinde içini yakan ise, eğer ki tekrarı yok ise..
değil değerini yitirmek, zihninde ve yüreğinde isimlendirecek kelime bulamazsın,eskinin değerini ifade edecek...
İlk paylaştığım Sezen'den dinlemeyi de çok sevdiğim, sözleri Murathan Mungan’a ait 
bir şiirdir.

Eskidendi, Çok Eskiden

Hani erken inerdi karanl
ık, 
Hani yağmur yağardı inceden, 
Hani okuldan, işten dönerken, 
ıklar yanardı evlerde, 
Eskidendi, çok eskiden. 

Hani ay herkese gülümserken, 
Mevsimler kimseyi dinlemezken, 
Hani çocuklar gibi zaman nedir bilmezken, 
Eskidendi, çok eskiden. 

Hani hepimiz arkadaşken, 
Hani oyunlar tükenmemişken, 
Henüz kimse bize ihanet etmemiş, 
Biz kimseyi aldatmam
ışken, 
Eskidendi, çok eskiden. 

Hani şark
ılar bizi bu kadar incitmezken, 
Hani körkütük sarhoşken gençliğimizden, 
Daha biz kimseye küsmemiş, 
Daha kimse ölmemişken, 
Eskidendi, çok eskiden. 

Şimdi ay usul, y
ıldızlar eski 
Hatıralar gökyüzü gibi gitmiyor üstümüzden 
Geçen geçti, 
Geceyi söndür kalbim 
Geceler de gençlik gibi eskidendi 
Şimdi uykusuzluk vakti.

~ Murathan Mungan



Göç etmek zor olsa gerek, hele ki göç edilmeye mecbur edilmek...kuşların iç pusulaları gibi midir insanların da göç haritaları..göç edip de gittikleri yerden dönerler mi hep, göçmen kuşlar gibi onların da bir sonraki sene dönecekleri yuvaları var mıdır..peki ya çocuklar..onların da hic yarıyolda bırakmayan göç liderleri var mıdır hep?...

Göç Yolları

Söyleyin dağlara rüzgara
Yurdundan sürgün çocuklara
Düşmesin kimse yılgınlığa
Geçit vardır yarınlara
Göç yolları
Göründü bize
Görünür elbet
Göç yolları
Bir gün gelir
Döner tersine
Dönülür elbet
En büyük silah umut etmek
Yadigar kalsın size
Yolverin kanatlı atlara
Sürgünden dönen çocuklara
Ateşler yakın doruklarda
Geçit vardır yarınlara
Dağılsak da göç yollarında
Yarın bizim bütün dünya



~ Murathan Mungan






Eylemde bitirip zihninde her başlattığında, eksik kalanlara dair herşey içini acıtacaksa, bazen tercih edilesidir hikayenin eksik ve o günkü yürek atışının örselenmeden O’nda kalması
...
Okunası bir şiirdir. Yeni Türkü’den dinlemek de ayrı bir keyiftir.




İstersen Hiç Başlamasın 

İstersen hiç başlamasın 
Bu hikaye eksik kalsın 
Onca yaraların ardından 
Yeni bir aşk yaratamazsın 
Örselenmiş bir çocukluk 
İşte benim bütün hikayem 
Kaç sevda geçse de yüreğimden 
Bu yıkıntıları onaramazsın 

İstersen hiç başlamasın 
Geç kalmışız birbirimize 
Yanlış kapılarla geçmiş bunca yıl 
Dönemeyiz artık ilk gençliğimize 
İstersen hiç başlamasın 
Söz verelim kendimize.



~ Murathan Mungan





Bazen sesli söylemlerin tesir etmez ne kendine, ne de kimseye.
Sonra sessizce mırıldanmaya başlarsın ağzının içindeki kentlerin hikayelerini, o kentlerin sendeki renklerini ve özlemlerini...
nadirdir ancak yok değildir
sesine ihtiyaç duymaksızın sessizliğini dinleyebilen kulaklar vardır
onlar gelir seni “sesinden” öperler. 
Sen mırıldandığın “herşey”sindir, onlar da senin “herşey”in...

Mırıldandıklarım

Kırdım mı incittim mi birilerini
Kimleri kazandım, yitirdiklerim kimler.
Kendimi yeniledim mi yazdıklarımda?
Yeniden düşünmeliyim
Dostluklarımı, ilişkilerimi
Gözlerim çocukluk fotoğraflarında mı kaldı
Yitirdim mi yoksa masumiyetimi?
Borçlarımı ödedim mi?
Doğru seçtim mi soruların fiillerini?
Tırnaklarım kesilmiş, dişlerim fırçalanmış, saçlarım taranmış,
giysilerim ütülü, odam düzenli mi?
Geri verdim mi aldıklarımı:
Aşkları, dostlukları, sevgileri, güvenleri, bağları,
Kitaplara, sayfalara, satırlara borcumu ödedim mi?
Yokladım mı duygularımı
Hala sevebiliyor muyum insanları?
Ovmalı gümüşleri, bakırlarımı; cila geçmeli ahşaplarıma
ovmalı umutları
Saklı tutmalı gelecek inancını, yarınları eksik etmemeli ağzımızdan
Ey uzak akrabalarım, üvey aşklarım
Mevsim sonu dostlarım, işporta malı ayrılıklar
Arkadaş ölümleri, dost hançerleri, talan ettiğimiz zulalar
Gece telefonları, ıssız konuşmalar
Mağrur incelikler, vurgun yemiş ilişkiler
Uçurum duygusuyla yaşadığımız hayat ey
O kadar çok anlattım ki
Kendime kaldım anlatmaktan...
Bunaldım kendisiyle boğuşmasını
Başkalarında çözmeye çalışan insanlardan
Usandım sözcük oynamalarından, tılsımlı sıfatlardan,
Ofset duyarlılıklardan
Kaç zamandır duru, yalın, çalışkan, iyi insanlar özlüyorum
"içtenliğin" ya da "dünya görüşünün" kirletmediği
Kendime bir yeni yıl kartı yazarak bunları diliyorum
Aranıp duruyorum adresini yitirdiğim insanları
vitrin camlarına yansıyan yüzlerde
Bilmiyorum kalmış mıdır adresini yüzlerinde taşıyan insanlar
Hala bir umut var mıdır
Çıkmaz bir sokağa benzeyen bu avare avunması vitrinlerde
Ne çıkmaz sokaktayım ne de mutsuz
Sadece rüzgarlardan daha güçlü olmak istiyorum o kadar
Açık denizlerde nice yolculuklara yelken açarken
Kış güneşinin mutlu ettiği bir kedi gibi mutlu, emin, tasasız
Sere serpe ve keyifli olmak tek isteğim ve dileğim
senin ve benim, yani bizim için...


~ Murathan Mungan




Kırılmış, incinmiş ve örselenmiş çocuklar var, ya bugün hala çocuk yada dünün çocuğu bugünün yetişkini "çocuklar!"var. Yaş kaç olursa olsun, kırılmış çocuk öfke besler yüreğinde, öfke kalkanı ile yaşar yetişkinliğinde de.
Kırılmış, incinmiş ve örselenmiş çocuklar var. Masumiyetine karşılık hayatın bir gerçeğini takas etmiş çocuklar...
Kırılmasa çocuklar..hırpalanmasa minik bedenleri..örselenmese keşke o hiç el yarası, dil yarası değmemiş yürekleri..
Masumiyetlerini takas etmese, bugünün çocukları yarının yetişkinleri..
Dünya daha yaşanılır bir yer olsa, ezelden ebedi.



Kırılgan


Kırılgan bir çocuğum ben
Yüreğim cam kırığı
Bütün duygulardan önce 
Öğrendim ayrılığı
Saldırgan diyorlar bana
Oysa kırılganım ben
Gözyaşlarım mücevher
Saklıyorum herkesten
Ürküyorlar gözümdeki ateşten 
Ürküyorlar dilimdeki zehirden
Ürküyorlar o dur durak bilmeyen
gözü kara cesaretimden
Diyorlar: Bir yanı sarp bir uçurum,
Bir yani çılgın dağ doruğu.
Öyle böyle yapmasam ben
Nasıl korurum içimdeki çocuğu?
Bir yanım çılgın nar ağacı
Bir yanım buz sarayı.

~ Murathan Mungan






Tesadüflere inanır mısınız? Yalnız ihtimallere bağlı olan olayların da gerçekleşebileceğine. Hiç fizik yasalarına, kimyanın kurallarına ters düşen, 'yok canım hayatın içinde böyle birşey' deyip de sonrasında deneyimlediğiniz, olmaz denileni oldurup, imkansız kabul ettiğinizin bir gün hayatınızın tam da gerçeği olduğuna şahit oldunuz mu? 
Sadece senaryo gereği beyaz perdeden izledikleriniz gibi, kendi yaşam sahneniz de başrolde olup da mucizenin perdelerini araladınız mi hiç?
Kendim yaşamasam belki bu denli emin söyleyemezdim, “ inanın” diye. Evet doğrudur. Aşk Tesadüfleri Sever.! 


16 sene sonra bile okyanus ötesinde bulur seni alır..Mucizelere inandırır ve yolculuğa çıkarır.


Aşk Tesadüfleri Sever


Aşk tesadüfleri sever
Kader ayrılıkları.
Yıllar geçmeyi sever
İnsan aramayı.
Güller açmayı sever
Zaman soldurmayı.
Eller birleşmeyi sever
Yollar ayrılmayı.
Herkes geçmişi öder
Bir yol ayrımında.
Başlamak istersen
Yeni bir hayata
Gölgeni yedek
Bırak ardında.
Hayat tekrarları sever
Yeniden başlamayı.
Kuşlar dalları sever
Kanatlarsa uçmayı.
~ Murathan Mungan































2 yorum:

  1. İnsana yaşama sevinci veren varlığını özlediğim dost..Shakespeare görünce, defterime sürekli yazdığın not geldi aklıma.Bu sefer benden sana gelsin ’önce hayaller ölür sonra insan’
    Ada sahillerinde bekliyorum seni:)

    YanıtlaSil
  2. Ayseeeee,ayy ne ozledim ben de seni.Istanbul'a geldigimde firsat olmamisti, seminer vardi telas vardi.Senin de en alakasiz yerlere yazdigin kenari yanmis C.Dickens notlarini ben sakliyorum hala.;)Bir sonraki sefere soz, Ada Sahilleri bizim olsun.:)Optum koskocaman.

    YanıtlaSil