![]() |
Beyaz Saray (White House) Washington D.C |
Kimisine göre,seçeneksiz bu durum hiç değişmeyecek. Kimileri de diyor ki, 3 seçenek var:
2- Bir gün tam anlamı ile alışmanın olanaksız ve yabancısı olmadığın topraklara - anayurduna dönmenin kaçınılmaz olduğunu anlayacaksın
3- Bir gün buraya “öteki“ olmadan alışmanın, yabancısı olmadan yaşamanın da özünde mümkün olmadığını bilecek, kabul edecek ve sindireceksin lakin uzun seneler geçince bu sefer aidiyet hislerin galip gelecek ve özlemlerinle yaşamayı gönüllü göze alacak, kalacaksın.
Uygun seçeneği işaretlemek, göreceli bence. Herkesin “olmazsa olmazlari“ başka başka, dolayısı ile mutlak doğru yok. Kimseye “arkadaş sen neden kaldın bunca sene, yetseydi kazandiklarin da dönseydin“ yada “sen neden onca nimeti bırakıp döndün ki, arada gider gelir hasret giderirdin, yetinirdin“ denmiyor. Zaten 'kalmak veya dönmek' herzaman maddiyat sebepli değil. Diyen çokbilmişler! var elbette, her konuda illa durumun zıttı bir önerme türetirler. Ne yapsan yada ne yapmasan, itina ile illa birşey bulur, eleştirir. Neyse konuya dönelim, denmiyor evet. Duymak için degil de ancak anlamak! için kimi dinlesen, kararında haklı.Belki haklı oluşları, mutlu olmayi getirmemiş beraberinde ama haklı olmak yetmiş “kalmaya veya gitmeye“. Sadece Türkler değil, her milletden buraya gelip de, çeşitli sebeplerden ülkesine kesin dönüş yapmayan dolu dünya insan yaşıyor Amerika’da.
Günlük dialoglarda genelde yüzeysel geçiştirme durumu söz konusu, “ ee işte geldik buralara, gidemedik be sonra, kader - ailemle vedalaşıp öğrenciydim adım attım bu ülkeye, şimdi çocuğumun ilk adımlarının resimlerini çekip gönderiyorum aileme, evlatlarının özlemi bitmedi bir de torun hasreti eklendi“ gibi gibi...Sohbet ne zaman ki “ haydi hikayeni anlat“ kıvamına gelse, zihninde sakladığı - kalbinde taze tuttuğu gerçek gerekçeler yürek atışlarının hızlanıp hatta uzun süre kuru kalmış göz pınarlarınin nemlenmesine sebebiyet verebiliyor. Bambaşka hayat hikayeleri dinliyorum yaşamına kısa veya uzun süreli misafir olduklarımdan. Bambaşka renkte, bambaşka dilde, bambaşka kültürlerde bu insanlar...herbirinin gözlerinin rengi baska da olsa, gözyaşlarının rengi aynı. Ayni yürek ağrısına ev sahipliği yapıyorlar, herkesin özlediklerine yüklediği anlam başkada olsa, yüklendikleri özlemin ’yürek acıttığı gerçeği’ aynı.
Tartışmasız zor, çok zor, hem de çooook zor ülkenden - ailenden - dost sohbetlerinden - seni sen yapan tüm değerlerinden ayrı yaşamak.
Ha deyince gidememek, gittiğinde (izafiyet teorisinin kendisinin doğruluğunu kanıtlarcasına!) gün kavramının 24 saat olmaktan vazgeçip değişik bir hal alıp kısaldığı zaman diliminde, (aslında hiç azalıp da biryere gitmeyen!) hasreti gidermek ama yine de tesellisi olacak bir şans var elimde...ne sebeple olursa olsun, gidebilmek için bir memleketim var. İçinde bulunduğu duruma ciddi ciddi dertlenirim, hiç yakışmasa da memleketin yakasına yapışanlar! yine de gururla vatandaşlığını taşıdığım memleketim var, “benim“ diyebildigim.
Aklıma Nazım Hikmet gelir hep, “pasaport göstermemin giriş yapmaya yeterli oldugu, gidecek bir memleketim var, çok şükür“ dediğimde...Ve ne demisti büyük usta Nazim;
Dörtnala gelip Uzak Asya'dan
Akdenize bir kısrak başı gibi uzanan
Bu memleket bizim!
Bilekler kan içinde, dişler kenetli
ayaklar çıplak
Ve ipek bir halıya benzeyen toprak
Bu cehennem, bu cennet bizim!
Kapansın el kapıları bir daha açılmasın
Yok edin insanın insana kulluğunu!
Bu davet bizim!
Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür
Ve bir orman gibi kardeşçesine
Bu hasret bizim!
Akdenize bir kısrak başı gibi uzanan
Bu memleket bizim!
Bilekler kan içinde, dişler kenetli
ayaklar çıplak
Ve ipek bir halıya benzeyen toprak
Bu cehennem, bu cennet bizim!
Kapansın el kapıları bir daha açılmasın
Yok edin insanın insana kulluğunu!
Bu davet bizim!
Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür
Ve bir orman gibi kardeşçesine
Bu hasret bizim!
~ ~ ~ ~ ~ ~ ~ ~ ~
Dönence evrelerini severim ve birden fazla şekilde döner gelir dönenceler inaniyorum.
İzmir’imin dağlarında çiçek açar..hep açtı..“rağmen!“ hep açacak..inancımı koruyorum.
Memleketimi, ailemi, dost sohbetlerini ve Mustafa Kemal'i kelimelerin kifayetsizliğinde özlüyorsam da, Barış Manço’nun "Dönence" dizeleri teselli gibi;
Uzaklarda bir yerlerde bir şeyler kök salıyor
Uzaklarda bir yerlerde türküler söyleniyor
Duyuyorum biliyorum görüyorum
Dönence gün dönende dönence
Bir gün gelecek dönence biliyorum

Merhabalar,ben de 11 senedir gurbette yasayan birisi olarak yazdiklarinizda kendimi buldum,cok duygulandim cok.Ve donence konusunda inceden bir gonderme hissettim.Bende sizin gibi inanirim donencelere!:) gelecek birgun donence biliyorum.
YanıtlaSilMerhaba Selin, gurbette yasayan cogu kisi icin gecerli bu gitmeler ve kalmalar arasi med-cezir durumlari.Donence konusunda ise, hem donence inancini beslemene:)hem de gonderinin anlasilir olmasina:)cok memnun oldum.
YanıtlaSilSevgiler
Merhaba Ozlem,ben de Izmir'liyim ve Amerika NJ'de yasiyorum 8 senedir. Ulkeme 4 kere gidebildim 8 sene icinde,zamansizliklar ve olanaksizliklar yuzunden.Kesin donus yapmayi goze alamiyorum bende.Ne guzel ifade etmissin,cok begendim. Yazdiklarini okurken gozlerim doldu.gozlerimizin rengi baska da olsa, ne kadar dogru gozyaslarimizin rengi ayni!Iyi pazarlar Ozlem.
YanıtlaSilÖzleeeeeeemmmmm canımmmmmm çileğimmmmm, zor günleriminnnn tek sihirli sopasi. Ne güzel dökmüşsün kelimelere, sen Amerika'yı yazmışsın ben Almanya versiyonunu yaşıyorum senelerdir. Ağlattın ve güldürdün beni deli kız! Sen kocaman bir "özlem" sin..seni seviyorum en çileklimm:))
YanıtlaSilSevgili Neslisah,gurbetin ne oldugunu bilenin okurken anlamlandirdiklari bir baska tabii.:)Aslinda senin orada Turkiye'ye ait olanlar daha bir fazla:)ama yine de Made in Turkey ariyor insan,di mi:) Pazar dilegi icin tesekkur, cok iyidi gercekten.Sana da hep Iyi Pazarlar:)
YanıtlaSil*
Deniz Deniz Deniz,Alamanci Deniz:)Bitiremedin gurbeti.:)Sen lazim olan zamani soyle, sihirli sopa bulamazsam sihirli supurgeme binerim ben;) Sen de cok guzel bir dostsun,ben de seni cok seviyorum.
Merhaba Ozlem Hanim,9 sene oldu memleketten ayrilali.Hasretin zorlugu hergun benimle ama donersem yasayacagim zorluklari yadsiyamiyorum.Dogru yazmissiniz,herzaman maddi acidan degil donme kalma karari.Kalsamda keske var,donsemde.
YanıtlaSilFransa'dan sevgiler.
Selam Melih Bey, Amerika Fransa farketmiyor, memleket sinirlarinin disinda kalan her yer gurbet..memleketin hali ayri bir rehavet..
YanıtlaSilYine de umut dolu yasanmali her gunumuz,hali hazirda olanlara yeni keskeler eklemeyelim..diyorum ve diliyorum.